1 Eylül 2013 Pazar

Annesine ders veren Ece...

Thassos tatilinde Ece mutlu huzurlu bir şekilde kumda oynuyor, denizden kova ile su taşıyor, kendi başına oyunlar kuruyor, ben yanındaki şezlongda kitabım elimde keyif yapıyorum, babası hemen yanımdaki şezlongda bir güzel şekerleme yapıyor. Bundan güzel bir çocuklu tatil sahnesi olabilir mi? Olamaz! Peki o zaman bunu bozmak niye!

Olay şöyle cereyan eder; Ece'den birkaç metre uzakta, henüz 1-1,5 yaşlarında bir çocuk Ece'nin Thassos'a geldiğinden beri elini dahi sürmediği, kumun üstünde yatıveren kırmızı oyuncak balığı istemektedir. Çocuğun kırmızı balığı işaret ederek ağladığını gören iyi niyetli (saf!!!) anne, hiç tereddüt bile etmeden kalkar yerinden, alır Ece'nin önünden hiç oynamadığı oyuncağı, götürür verir çocuğa bi güzel. Hani Ece zaten o oyuncakla oynamıyor ya, e zaten Ece her zaman oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaşır ya! Ammaaaa daha geri dönmek üzere arkasını dönmeden çığlık kıyamet kopar. "Beaaa kırmızı balığım beaaaa!!!" İyi niyetli anne (!?) şokta. Bir önceki huzur sahnesinden eser yok. Sonuç, çığlık kıyamet ağlayan Ece. Anne O'nu teskin etmek için debelenir durur " E Ececim sen oyuncaklarını hep paylaşırdın arkadaşlarınla, hiç düşünemedim böyle birşey yapacağını" ve cevabını da alır; "o benim arkadaşım değil kiiiiii!" Haksız da sayılmaz çocuk yani! E bari en azından çocuğa bir sor, dimi? 'Veriyim mi oyuncağını' de,  'ver' derse götür ver!

Her zaman anneler ders verecek değil ya, hayatta insan her yaşta öğreniyor birşeyler, 3 yaşındaki çocuktan bile. Kendi oyuncağı üzerinde tabi ki söz hakkı var benim kızımın, 3 yaşında bile olsa. Büyümüş o gerçekten!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Special design for Bir Ece Masalı by GeCe