29 Ekim 2010 Cuma

Babayla sabah keyfi

Ececik sabahları ayrı bir tatlı oluyor. Gece uykusunu güzel alıp uyanır uyanmaz da karnını doyurunca keyfine diyecek yok. Gülücükler yapıyor, agucuklar yapıyor, oyun oynuyor. Haftaiçi sabahın köründe işe giden babası da haftasonları kuzucukla sabah keyfi yapıyor.

Şimdi iyi de ben işe başladıktan sonra haftasonları fındıkkurdumu nasıl paylaşacağız bilmiyorum :)

27 Ekim 2010 Çarşamba

4. Ay kontrolü

Bugun kizimi 4. ay kontrolu ve asilari icin doktoruna goturduk.

Karma, KPA ve Rotavirusu aşısı yapıldı kendisine. İlk aşıda gayet sakindi, sesini bile çıkarmadı ama ikinci aşıda kıyameti kopardı. Zaten doktor teyzesi uyarmıştı, bu aşı acıtabilir, diye.

4 ay 8 gun itibariyle Ece'nin kilosu 6.900 gr, boyu da 65,5 cm. Aslında çok tombik bir bebek değil ama yine de ortalamanın üstündeymiş. Hatta boyu 6 aylık ortalama bir kız bebeğin boyundan bir çıt uzun. Geçen aya göre tam 1.000 gr almış kuzucuk. Herşey yolunda, dolayısıyla anne sütüne devam. Anne sütü yeterli olduğu sürece 6. ay bitmeden ek gıdayı kesinlikle önermiyor doktorumuz.

Bugün yeni birşey oğrendim. Ece'nin daha önceki aşısından önce hemşire ateş düşürücü ilaç verip öyle aşıya getirmemizi söylemişti. Aşı sonrası hem ateşi çıkmaz hem de daha rahat atlatır diye. O zaman çok mantıklı geldi ve gayet rahat atlattık gercekten. Fakat bugün kuzucuğun doktoru Acıbadem Ataşehir Hastanesi'nden Şebnem Hanım, yeni bir çalışma yapıldığını ve ateş düşürücü verilmesinin aşının etkinliğini azalttığının ispatlandığını soyledi. Dolayısıyla artık kendileri aşı öncesi ateşdüşürücü onermiyorlarmış. Ancak kuzucuğun ateşi gün içinde 38'in uzerine çıkarsa ateşdüşürücü verilecek. Şimdilik gayet iyiyiz :)

Her bulduğunu ağzına götürmesinin diş çıkarma ile ilgisi olup olmadığı konusunda da henüz çok erken olduğu bilgisini aldık. Ailede böyle erken bir diş çıkarma durumu yoksa mümkün değilmiş. Tükürük bezleri çalıştığı için herşeyi ağzına götürüyormuş.

Sonuç olarak kuzucuğumuz çok sağlıklı, herşey yolunda, dolayısıyla keyfimiz de yerinde :)

Ececik Maymun Adasında

Uzun zamandır alıp almamak konusunda tereddüt ettiğim oyun halısını kızıma aldım sonunda. Bu tip oyun halılarının bebeğin fiziksel gelişimi ve zeka gelişimi için çok iyi olduğunu düşünmekle beraber çocuğu yere koymak fikri pek içime sinmiyordu. Ben evde halı olayını da çok sevmediğim için bizim evimizde pek halı yoktur, bebeğimi parkenin üzerine mi koyacağım diye düşünüyordum. Yine de dayanamadım aldım.

İşin güzel tarafı bizim Maymun Adası, köşe koltuğumuzun köşesine cuk oturdu. Şimdilik yere indirmemiz gerekmiyor. Meleğim daha bir hareketlendikten sonra da mecburen yerdeki sehpayı kaldırıp halının üzerine koyarız artık.

Bu halının bir de Prenses versiyonu vardı. Ama o kadar pembeydi ki, benim gibi kokoş biri için bile korkunçtu. O yüzden biz kızımla Maymun Adası'nı seçtik.

Ececik de oyun halısından hoşlanmışa benziyor sanki :) Maymun Adası'nı keşfe çıktı kendisi...


24 Ekim 2010 Pazar

Poşet taşıyan kuzucuk

Ve 4 aylık meleğime poşet taşıttıran gaddar baba!!! :)


23 Ekim 2010 Cumartesi

Ailemizin maskotları...


Uzun bir aradan sonra yeniden bütün kızlar toplandık! Eksiklerimiz vardı malesef ama bir de önceki toplaşmalardan farklı olarak da 2 tane oyuncak bebeğimiz vardı.

İşte 40 günlük burun farkıyla Dereli ailesinin ilk torunu olma unvanını elimizden alan Karancık. Henuz doğru dürüst oturamayan iki kuzucuğu koltuğa oturtunca karşılarında çılgınca fotograf çekmeye çalışan 5-6 kişiyi gören kuzucuklar neye uğradıklarını şaşırdılar tabi, objektiflere de böyle şaşkın şaşkın pozlar verdiler.

İkisi de çok şekerler...

21 Ekim 2010 Perşembe

Emziğe HAYIR!


Ececik herşeyi ağzına atmaya bayılıyor ama emziğe alışamadı gitti! Biraz oyalansa da uykuya kolay dalsa diye ağzına sokusturduğum emziği, gözlerinden uyku aktığı halde ısrarla geri fırlatıyor. Bütün gün emziğini hiç vemesen "Hani benim emziğim" demez yani.

En azından ileride emziği bıraktırma derdimiz olmayacak :)

Güncelleme 10.11.2010
Sevgili Aslı ve Ahu'nun önerisi üzerine bir de Avent marka emzik denedik. Ece bunu daha çok sevdi, havada kapıyor :). Yine tabi bütün gün cok cok cok emzik emmiyor ama uyuyacağı zaman severek emiyor artık.

20 Ekim 2010 Çarşamba

Bu kuzucuk nereye bakıyor?


Tabii ki televizyona !!!

Bakmasın diye kendisini televizyona ters yatırmak da işe yaramıyor! Artık kafasını çevirebiliyor. Bundan böyle televizyon kapalı kalacak anlaşılan.

19 Ekim 2010 Salı

Bir itiraf

Bu blogu tutmaya aslında bugün itibariyle başladım. Fındıkkurdum 4 aylık oldu bile. Hamileliğimin başından itibaren kızımmla bütün maceramızı ileride kızım okuyabilsin diye yazmak istiyordum ama bir türlü fırsat olmadı malesef. Baktım ki kuzucuk büyüdükçe her yeni gün hayatımızda yeni birşeyler oluyor ve eskileri de unutuluyor, artik kızımla beraber yeni hayatımızı düzenli olarak yazmaya karar verdim. Dolayısıyla bundan onceki postlar geçtigimiz bu 4 ayın bir özeti diyebiliriz. Dolayısıyla biraz geçiştirilmiş oldu :( .

13 Ekim 2010 Çarşamba

Ağıza götürecek hiçbirşey kalmadı, sıra ayaklarda...

Evet, Ece'nin yeni keyfi ayaklarını ağzına sokmak, mümkünse ikisini birden :).
Şimdiye kadar tulumların kol manşetleri ıslanıyordu, artık patikleri sırılsıklam.

8 Ekim 2010 Cuma

İyi haber

İşe dönüş tarihim sonunda netleşti ; 11 Kasım. Ekim sonu tahminime göre süper. Kızımla geçireceğim 1 ayım daha var :)

Special design for Bir Ece Masalı by GeCe