5 Mart 2011 Cumartesi

Ded-de'ci Ece

Bahsetmiştim,  iki hafta önce babam geldi, olan oldu, diye. Dedesi gitti gideli geveze oldu Ececik. ded-de aşağı buuu yukarı. Bakınız ded-de'ci Ececik.

Peki ya,  ded-de ded-de diye söylenen Ece'nin söylediklerini tay-tay diye yorumlayıp da çaktırmadan manipule etmeye çalışan babaya ne demeli?!! Hep bana hep bana olmaz ki, aman da illa babaya benzesin, babanın kopyası olsun, babacı olsun, en çok babaya gülsün... Tamam da şimdi de dede deyiversin, dimi ama!



Dedesi bu hafta yine geldi, ki babamın üç hafta arayla İstanbul'a geldiği şimdiye kadar hiç görülmemiştir. Ece'yi çok özlemiş, bizi özleyen yok :(. Bir de Ece'ye,  sen annenden bile tatlısın kızım, diyormuş. Süper anneanneden öğrendik, yazdık bunu da bir kenara.

Neyse, dedeye bu hafta anne çalıştırma görevi verdim, babaya inat :). Ama kendisi hiç oralı olmadı, daha dede tam oturmamış, sesler kolay geldiği için söylüyormuş, halbuki dedesini gördüğünde dede demeyi öğrenmeliymiş. Anne zormuş, daha sonraymış :).

Ece'yi bir de güzel şımarttılar bu hafta annemle bir olup. Kuzucuğun ilgileneni, gezdireni çoktu. En çok da evde yürüme antremanları yapmışlar, Ececik gidiyor dedesinin kucağına, hooop indiriveriyor kendini yere yavaşça, uzatıyor ellerini dedeye tutsun diye, dede iki büklüm, kuzucuğun keyfi yerinde evin içinde bir o yana bir bu yana geziyorlar. Ece'nin bacaklar gövdeden önde gidiyor yalnız. Çok sürmez, yakında yürümeye de başlar bu kuzucuk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Special design for Bir Ece Masalı by GeCe