Bizim evdeki minik tırtıl bağımsızlığını ilan etti. Kendince!
Bir süredir zaten yürüyordu. Ama bazı mesafeleri gözü yemiyordu da, emeklemeyi seçebiliyordu. Artık hiç emeklemiyor. Yürüyor, arada duvarlara, kapılara falan tutunuyor. Tabi bolca düşüyor, kalkıyor, ama pek bir havalarda kendisi. Bir oraya gidiyor bir buraya. Odasında beraber oyun oynarken basıp gidebiliyor. Dönüp arkasına bakmak bile yok. Bir kendine güven geldi ki sormayın! Elinde babasının şortu, şorta takıla takıla yürüyüp, yürürken bir de şortla ce-ee yapmaya yeltenebiliyor.
Ve bu minik tatlı tırtılın evimizi terketmesiyle beraber, anladım ki çocuklu hayatın en zorlu 2. etabı başlıyor. (1. en zorlu etap kesinlikle ilk 3 aydı!) Artık evimizde, yerinde durmayı hiç ama hiç istemeyen, sürekli yürümek ve hatta koşmak, etrafı karıştırmak, incelemek ve öğrenmek isteyen ama bunun yanında bizi hergün şaşırtan, kendisine hayran bırakan, kendisine hergün daha da çok bağlayan bir ufaklık var.