Masalımız

Bizimki iki karga ile yavru kuzgunun masalı...

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir erkek, bir de dişi karga varmış. Erkek karga dişi olanı görür görmez aşık olmuş. Dişi karganın da gönlü varmış erkek olanda ama pek de belli etmiyormuş. Erkek karga uzunca bir süre onun peşinden koşmuş, sonunda kalbini fethetmeyi başarmış. Bu hikayeyi erkek karga farklı, dişi olan farklı anlatırmış. Erkek olanın anlattığına pek inanmamak gerekirmiş :).

Dişi karga ile erkek karga birbirini çok sevmiş. Dişi olan aslında tam bir ikizler burcuymuş. Hayatta herşeyden çok çabuk sıkılırmış. Sıkılma lüksü olup da sıkılmadığı bir tek bu erkek karga olmuş. Arada didişirlermiş, çünkü ikisi de dediğim dedikmiş biraz. Ama iki gün ayrı kalsalar çok özlerlermiş birbirlerini. Gel zaman git zaman evlenmişler. Uzun seneler boyunca birbirlerine bir sürü isim takmışlar, şimdi en favorileri kocammm ve karımmm olmuş. Bu mmm'leri uzatarak söylerlermiş, o zaman çok daha içten ve sempatik oluyormuş. Birbirlerine isimleriyle hitap etmezlermiş hiç. Biri diğerine ismiyle hitap ediyorsa bu, ona kızmış, demekmiş.

Aradan 3 sene geçmiş, günün birinde dişi karga erkek olanın elini tutmuş, sen dünyanın en iyi kocasısın demiş. Elini karnına götürmüş, dünyanın en iyi babası olacaksın demiş. Erkek olan çok şaşırmış, bu sürpriz bir habermiş, ama çok sevinmiş. Güzel haber bütün aileye verilmiş. Herkes çok mutlu olmuş. Onlar da ilk defa anneanne, babaanne, dede, hala, dayı, teyze olacaklarmış.

Aradan 9 ay geçmiş, yavru karga dünyaya gelmiş. Tabi anne ile baba kargaya yavruları kuzgun görünmüş. Adını ECE koymuşlar. Ece hem kulağa hoş geliyormuş hem de, güzel kadın, kraliçe demekmiş. Ne kadar değerli olduğunu hep bilsin istemişler. Yavru kuzgun da en az anne ve babası kadar dediğim dedikmiş. Bu annesinin karnında ters gelişinden belliymiş. Ama dünyalar tatlısı bir melekmiş, ufacıkmış ilk doğduğunda.  Buruş buruş, minicik elleri varmış. Yorgunluktan tek gözünü açamıyormuş bile. Babasının kopyasıymış. Erkek karga kızının dünyaya gelişini, yeniden aşık oldum, diye yorumlamış. Dişi karga sevgilisini şimdiye kadar hiç bu kadar mutlu görmemiş ki, bu çok çok farklı bir heyecanmış. Dişi olan yavrusunu kucağına almış, bir daha hiç bırakmamış, koyun koyuna yaşıyorlarmış. Şimdiye kadar iki sevgili olan kargalar, artık küçük ama birbirini çok seven kocaman bir aile olmuşlar. Terfi etmişler, yeni ünvanları varmış, anne ve baba. Dünyanın en keyifli şeyiymiş bu anne-baba olma işi. Bir başkasını canından çok sevmenin ne demek olduğunu şimdi anlamışlar. Yeni sorumlulukları varmış tabi. Kendilerinden önce yavrularını düşünür olmuşlar. Baba karga artık hızlı araba kullanmıyormuş, sigarayı bırakmalıymış. Anne karga yorgunluk nedir, uykusuzluk nedir bilmemiş, herşeyden önemlisi yavrusunun sağlıklı olmasıymış, şükretmeyi öğrenmiş.

İki karga ile yavru kuzgunun masalı yeni başlamış. Önlerinde daha upuzun bir ömür varmış. Kim bilir neler yaşayacaklarmış beraber.

Anne ile baba bir dilek dilemiş; Yavru kuzgun çok mutlu, huzurlu, sağlıklı bir hayat sürsünmüş. Hep özgür olsun, inandığı doğruların peşinden gitsin, kalbinin sesini dinlesinmiş.

Gökten üç elma düşmüş, biri anne kargaya, biri baba kargaya, en güzel olanı da yavru kuzguna...