9 Mart 2014 Pazar

Evi terkedecekmiş küçük zilli!

Ece'nin uyku öncesi rutini, kendi deyimiyle "süt, kulak, iPad". Bir elinde biberon, öteki eli annenin kulağında, Pluto veya Donald izler küçük hanımefendi iPad'de. Ama her akşam bir "bir tane izleyeceksin", "hayır üç tane izliycem, üçe izin versem yüz tane izlerim" kavgası.

Dün akşam da, önce bir tane çizgi film izleyeceğine söz verdi, o bitince tutturdu "üç tane izliycem" diye, yüz bulamayınca başladı tehditler.

E: "3 taneye izin vermezsen 100 tane izlerim bak!"
E: "İzin vermezsen büyük bir ağlama krizi geçiririm bak!" (Zaten salya sümük ağlıyor bu arada)
E: "Ne kadar üzülüyorum görmüyor musun, böyle tatlı bir kız üzülür mü hiç!" (Yorumsuz!)
A: Ececim hiçbirimizin her istediği olmuyor. Mesela ben de şu anda yaz olsun ve denize gireyim istiyorum ama bak olmuyor.
E: Her istediğimi yapıcaksınız benim! Yoksa bu evden giderim! Özlersiniz beni, çocuğunuz olmaz sonra!
A: Nereye gidersin Ececim? Sen daha çok küçüksün, naparsın bizsiz?
E:  Her dediğimi yapmazsanız, giderim. Şimdi karanlık, gündüz olunca gidicem.

Ertesi sabah;
A: Ececim sen bugun evden gitmiyor muydun, nereye gidicektin acaba?
E: Teyzeme gidicektim (pis pis sırıtarak)
A: Hadi ordan numaracı! Teyzen seyahatte.
E: Ben numaracılaırn ustasıyım! (yine pis pis sırıtarak)

Bu çocuk bize daha ne oyunlar oynuyor kimbilir?

Güncelleme / 23.03.2014
Birisi evi terketme tehdidini eyleme dönüştürmüş bulunuyor. Bir güzel ayakkabılarını giyip, "ben gidiyorum" tiribiyle asansöre kadar gidip "şaka yaptıııım" modunda geri dönüyor zilli!


5 Mart 2014 Çarşamba

Uyanık köfte!

Ece minnosşu bir süredir, oynadığı her türlü rekabet içeren, sonunda bir kazananı bir de kaybedeni olan oyunlar ile ilgili ciddi anlamda stres yaşıyordu. Aman da kazanamıycam da, aman ya kazanmazam da, aman kaybediyorum da... Tam da burada anlattığım gibi. Oyun sırasındaki stres ayrı, oyunu kaybettiğindeki kıyamet apayrı! Ece'yi oyunu kaybettiğinde görmek istemezsiniz. Salya sümük, ağlama krizi...

Fakat bizim uyanık köfte, bu stresle mücadelenin yöntemini bulmuş...

Geçen gün dergiden çıkan bir oyunu oynuyorduk ikimiz. Oyuna daha başmaladan "Anneciiim, bu oyunda kazanan da kaybeden de yok, ona göre" dedi. "Peki o zaman" dedik. Oyunu bir güzel kendisi kazandı ve oyun biter bitmez zıplamaya başladı "Kandırdııııım, kandırdıııım, kazanan vardı. Ben kazandııııım!". Uyanık köfte! Kazandığı oyunu da bir daha tekrar kesinlikle oynamıyor. Ama her oyuna "bu oyunun kazananı yok" diye başlıyor.

2 Mart 2014 Pazar

Büyüyünce yalnız başına dışarı çıkacakmış!

Ece'den günün bombası;

E: Anneciiim, ben bu büyüten peynirleri yiyince, çok büyüycem ya, o zaman yalnız başıma dışarı çıkıcam!
A: Nası yani? Yanında biz olmadan mı dışarı çıkacaksın?
E: Eveeet, büyük ablalar yalnız çıkıyorlar dışarı! Arkadaşlarıyla çıkıyorlar.
A: Ama ben seninle çıkmak isterim, özlerim seni!
E: Üzülme anne, büyümeme daha çok var.

Bu çocuk daha 4 bile değil. Bunun 15 yaş versiyonunu düşünmek bile istemiyorum şu anda.
Yandık ki ne yandık!

Special design for Bir Ece Masalı by GeCe