10 Eylül 2011 Cumartesi

Kız çocuğu...


Kız çocuğu dediğin;

Takar çantasını omzuna,

Atar Winnie The Pooh'yu bebek arabasına,

At-taaa gider!

Ece'nin canı At-taa gitmek isterse...

At-taa gitmeyi kafasına koyan Ece, koca portmantonun kapağını açar, alır spor ayakkabılarını, geçer bir köşeye, sessiz sedasız ayakkabılarını giymeye çalışır...

Bu arada anneye suçüstü yakalanır.

Kendi dilinde bıdı bıdı konuşur, bir araba dolusu laf sarf eder. Anne bunları "bana ne bana ne gitçem işte!!!" olarak yorumlar...

Kendi başına ayakkabısını giymeyi beceremeyince, bir de annenin kendisine yardım etmek yerine elinde kamera, bu duruma kayıtsızlığı karşısında çileden çıkar ve kıyameti koparır...

Bir de çirkin olur, güya kızdığını göstermek için, anne daha çok eğlenir.

İşte bizim evin gezenti küçük cadısı.


8 Eylül 2011 Perşembe

Anne kuzusu işte...


Demiştim 'Anne kuzusu' diye, öyle ama.

Anne kuzusu işte!

Var mı bu kuzucukla böyle kucak kucağa uyumaktan daha güzel birşey?

Yok kesinlikle!

6 Eylül 2011 Salı

Bebelere pasaport...

Ececik adam olmuş da pasaport alacakmış!

Artık bebekler eskisi gibi annenin pasaportuna kayıtlı olamıyormuş, onlara da pasaport çıkıyormuş.

E biz de Dubai’ye gideceğiz ya, düştük yollara, pasaport çıkarmaya.

Pasaport çıkarması kolay da evrakları hazırlaması zor olan. Daha doğrusu biometrik fotoğrafı çektirmesi. 15 aylık çocuğu nasıl oturtayım ben o koltuğa da fotoğraf çektireyim. Oturanı vardır belki ama bizimki mi, asla! İki denedik, kıyamet koptu. Ne mi yaptık? Evde dayadık Ece’yi ayakta duvarın önüne, biz çektik fotoğrafını, götürdük fotoğrafçıya, biometriğe çevirdiler. Gayet de güzel oldu.

Bir ara ödüm koptu Ece’den parmak izi de alırlar mı diye, neyse istemiyorlarmış onu.

Şimdi sorarım size, hiç böyle güzel biometrik fotoğraf gördünüz mü bakalım? (yine karga ve yavrusu kuzgun durumu :) )

5 Eylül 2011 Pazartesi

Ece'siz ilk tatil...

Mayıs'taki Ece'li tatil tecrübemizden sonra, koca yaz bir daha tatile gitmeye hiç yeltenmemiştik ki, korktuğum başıma geldi. Bizim evdeki baba kişisi, 'Bizim tatile ihtiyacımız var' diye söylenmeye başladı. Ve üstüne üstlük, sadece söylenmekle kalmayıp, program bile yaptı. Bayram tatilinde, sadece 3 gece kalacaktık kuzucuktan ayrı. O 3 gece sonra 4 gece oldu tabi sonra.

Çocuklu ama çocuksuz 3 çift Çeşme'de aldık soluğu. Çocuklar hakkında konuşmayı yasakladık 4 gün boyunca :) Gezdik, tozduk, eğlendik. İlk gece, gecenin 3'ünde yatıp sabahın 9'unda gayet güzel uykumuzu almış halde uyanıp da buna anlam veremezken farkettik ki, biz 14 aydır ilk defa deliksiz uymuşuz.

Ece kuzusu da Yalova'da kaldı. Anneannesi, dedesi, dayısı herkes seferber oldu O'nu mutlu etmek için. Biz giderken el sallayıp uğurladı bizi. Kuzucuğum özellikle anneannesine alışık olduğu için içim çok rahattı zaten. Anneannesinin eteğinden ayrılmamış hiç 4 gün boyunca ama hiç de huysuzluk yapmamış onlara. Dönünce bizi görür  görmez önce bir şaşırdı, sonra tek kolunu uzattı bana sarıldı, öteki kolunu uzattı babasına sarıldı.

Çok özledik kızımızı ama ne yalan söyleyeyim, çok da iyi geldi bu tatil bize.

Special design for Bir Ece Masalı by GeCe