26 Nisan 2011 Salı

Ce-ee yapan Ececik

Her ay Ece'nin doktor kontrolunde Gülbin Hanım'ın asistanı Songül bize o ayın gelişim sorularını soruyor. 'Minik nesneleri iki parmağıyla tutabiliyor mu?' ya da 'Hayır, mama gibi kelimelerin anlamını biliyor mu?' gibi. Ve bu sorular gerçekten çok enteresan, o kadar nokta atışı ki, o sırada yapmadığı birşey varsa bile bir bakıyoruz kısa sürede yapmaya başlamış Ececik.

8. ay kontrolünde gelen sorulardan biri  'Size ce-eee yapıyor mu?' oldu. 'Yok artık' dedim. 8 aylık bebek bize ce-ee yapacakmış! Songül de çok şeker bir kız,  'olsun, dedi,  iki ayınız daha var bunun için' (!?!).  Ben ısrarla Songül şaka yapıyor diye düşünüyorum. Kendisi battaniyenin altına girip, battaniyeyi açıp kapatarak bize oyun yapacakmış. Açıkçası bu soruyu hiiiç ciddiye almadık, dolayısıyla hiç de öyle ce-ee falan öğretmeye çalışmadık Ece'ye.

9. ay kontrolünde, yine aynı soru. Dedim, 'Songül gayet ciddi heralde'. Ece bu sorudan yine eksi aldı, babası buna çok bozuldu. Bu sefer bir dahaki ay yine eksi almasın diye, Ece'yi yatağa yatırıp üstüne battaniyeyi örtüyoruz, o da açıyor, biz örtüyoruz, o açıyor. Tamamdır işte ce-ee! Tabi bu üstünü örtme işini de kendisinin yapması gerekiyor ama olsun, yeter bu kadar! Bir de ce-ee demesi beklenmiyor neyse ki! Sonra cumartesi günkü 10.ay kontrolünde de aynı soruya  'evet evet yapıyor' dedik geçtik :).

Dün akşam biz yemek yerken, bir de baktık bu kuzucuk kendi kendine ce-ee yapıyor bize. Neyse ki iphone elimin altındaydı da belgeleyebildim.

Bakınız 39 derece ateş ile yandığı halde bize oyun yapan kuzucuk.

25 Nisan 2011 Pazartesi

10. ay kontrolü ve çileli haftasonu...

Haftanın en güzel akşamı insanın eve gidince alabileceği en güzel (!?!) haber:
SÜRPRİİİİZ Ece'nin ateşi var :(

Korkunç bir cuma gecesi. Ateş düşürücüler, bir gecede iki defa kuzucuğa ılık banyo, malum çığlık çığlığa.

Tamamen tesadüf, cumartesi günü 10. ay kontrolü.

Bir ayda boyu 76 cm olmuş ama hiç kilo almamış bir bebek! Nedeni büyük ihtimalle, 1-2 aydır aynı şekilde beslenmesine rağmen bu ay acayip hareketlenmiş olması. Dolayısıyla, artık biraz daha fazla ve biraz daha hamur ağırlıklı beslenmesi gerekiyormuş, sebzesine nohut falan ekleyecekmişiz. Bir de tabi cuma günü doğru durust birşey yememe ve emdiğini de kusarak çıkarma durumu.

Antibiyotik, ateş düşürücü ve multivitaminlerden oluşan upuzuuun bir reçete!

Günde 3-4 defa 39'un üzerine çıkan ateş ile geçen 2 gün, 2 gece daha.

Ateşi 39'un üstündeyken tam bir kuzuya dönüşen, annenin kucağından inmek istemeyen, ateşi düşünce de durduğu yerde durmayan, bıdı bıdı bıdı konuşan bir yavrucuk.

Anne ve babanın cebren ve hile ile kuzucuğa ilaç verme çabaları...

Pazar gecesi 3'te uyuyup, sabah 6'da kalkıp havaalanı yolunu tutan ve 2 gün boyunca bir grup insana ürün eğitimi verecek olan zombi baba!

Gece 3'te uyuyup, sabah 6'da kalkıp işe gelen zombi anne!

Pazar günü erken gelip anne ile babayı rahatlatan ve bugün nöbeti resmen devralan anneanne...

Bugün yeni başlayan bakıcı teyze, Fatoş... (Fatma teyze aslında ama Fatoş dedirtiyor kendisine. Ece için Fatoş, benim için Fatoş abla)

Artık yemek yemeyen ve ilacı gördüğü anda kıyameti koparan bir bebek.

Bizde haftasonunun bilançosu budur, daha ne olsun!

Buna da şükür diyelim!

18 Nisan 2011 Pazartesi

İpin ucunu kaçırınca...

Bendeniz takıntılı anne kişisi, Ece'nin yaptığı her yeni şeyi hemen yazmak istiyorum, hiçbirini atlamamalıyım. Ama takıntılıyım ya hani, öyle, Ece artık desteksiz oturuyor, ya da, Ece emeklemeye başladı, yazamıyorum sadece, gerekli görsel desteği de sağlamış olmam gerekiyor. Dolayısıyla, ben,  aman da videoya çekeyim de öyle bloga koyayım, derken bir sürü yeni şey yapıyor bu kuzucuk ve sonunda ipin ucu kaçıyor.

Evet şu anda ipin ucu kaçtı. Anlatacak neler var neler...

Neredeyse 2 ay oldu Ece cadısı kendi kendine ayağa kalkmaya başladı. İlk olarak yatağında korkuluklara tırmanarak kalkabildiğini farkettiğimizde, Ece'yi heralde 30 kere falan oturttum yatağına, her seferinde kalktı ayağa da helak oldu çocuk sonunda. Her ayağa kalkışında da yüzünde bir muzaffer eda :), çok tatlıydı çoook. O gün bugündür de hep ayakta zaten, oturmuyor hiç. Gece uyanıyor, gidiyorum odasına, bir bakıyorum, yatağının kapıya en yakın köşesinde dikilmiş, emziğini de bulmuş yatağın içinde, atmış ağzına, gözü kapıda beni bekliyor. Bir de gözü kara ki bu cadının, yatağın tek tarafından karşı tarafa geçmeye çalışıyor. Elini bırakmak zorunda kalınca da düşüyor poposunun üzerine. Sonra hemen ayağa kalkıp yola aynen devam!

Anneanne ve babaannenin hummalı çalışmaları neticesinde bye bye ve alkış yapmayı öğrenmiş bir de bizim cimcime. Ama henüz bunları ne zaman yapması gerektiği konusunda kafası karışık. Sinirleniyor alkış yapıyor, gülüyor alkış yapıyor, canı istiyor yapıyor, canı istemezse yapmıyor, alkış yap, dersek hiç yapmıyor :). Bye bye konusunda da durum aynı.

Geçen gün süper anneanne aradı ve müjdeli haberi verdi, bizim cimcime taytay durmuş, hem de koskoca 10 saniye! O da nesi, derseniz, hiçbir yere tutunmadan ayakta durmakmış. İşte anne olmak böyle birşey, anne olmayanlara sıradan gelecek bu tip haberler müjdeli haber kategorisine girebiliyor.

Emekleme olayından zaten bahsetmiştik... İyiden iyiye hızlandı artık bu minik tırtıl, bütün evi turluyor emekleyerek. Neredeyse 1 aydır da sıralıyor.

Şimdilik Ece kuzusundan haberler bu kadar...

16 Nisan 2011 Cumartesi

Oleyyy! Bana da gülüyor :)

Ece cadısı babacı, en çok babaya gülüyor, dediysek de, anneye hiç gülmüyor, demedik.

Anneye de gülüyor arada :). İşte kanıtı...

15 Nisan 2011 Cuma

Ece'nin oyun arkadaşı

Bizim babacı Ece bu aralar anneye pek bir düşkün. Annenin kucağındaysa, kimseye gitmek istemiyor. Hele bir de uykuluysa, Ece'yi annenin kucağından alanın vay haline! Kıyamet kopuyor.

Gel gör ki, iş oyun oynamaksa favorisi hala babası. Onunla oyun oynamaya bayılıyor. Babasının çıkardığı bilumum seslere katıla katıla gülüyor. Aynı şeyi ben yapayım, anlamsız anlamsız bakıyor suratıma. Yok olmuyor, bu çocuk babasına daha çok gülüyor, onunla daha çok eğleniyor. Anneye de mutlu mesut onları seyretmek ve elinde kamera onların peşinden koşturmak kalıyor.

Ece emekledi emekleyeli baba-kız yerlerde sürünüyorlar işte böyle...

Special design for Bir Ece Masalı by GeCe