30 Eylül 2010 Perşembe

Titrek Zürafa ve Kuzucuk

Bugün Ececik ilk defa kendi kendine oyuncağıyla oynamaya başladı. Tabi oynamaktan kastım, yakaladığı gibi ağza götürmek :). Olsun bu da bir gelisme.

Şimdiye kadar hep oynasın diye eline oyuncak tutuşturmaya çalıştığım halde o hiç oralı bile olmuyordu. Bugün kuzucuk karnını doyurduktan sonra sallanan sandalyesinde takılırken bir baktım, yakalamış titrek zürafayı* yemeğe çalışıyor.

İşin enteresanı ellerini daha doğru dürüst kullanamayan kuzucuk oyuncağı ayaklarıyla kendine doğru çekip elleriyle yakalamaya çalışıyor. Babası dahil herkes bunun tesadüfen olduğunu soylese de iddia ediyorum, benim kızım çok zeki olacak :). İşte kanıtı...


*Zürafanın "titrek" lakabının nedeni, boynundan aşağı doğru çektikten sonra titreyerek ve çıngırdayarak eski haline dönmesi :) Kızımın Şebnem teyzesi bulmuştu bu lakabı, aynı oyuncaktan Karan'da da varmış, yine pişti olmuşuz :)...

20 Eylül 2010 Pazartesi

Bozcaada'dan bir kuzucuk gecti

Ece'nin gaz problemi büyük oranda ortadan kalkıp, daha doğrusu damla ile azaltılabilip, o bize , biz ona artık alıştıktan sonra birkaç günlüğüne yakın bir yerlere kaçabiliriz diye düşündük. Bu sezonda hem sakin olacağı hem de fazla sıcak olmayacağı için biraz kafa dinleriz diye Bozcaada'yı seçtik.

Herşey gayet güzel başladı :) Sabah uyuya kaldığımız halde doğru dürüst koprü trafiğine bile takılmadan Bozcaada'ya kısa sürede vardık. Ececik yol boyunca uyudu sayılır. Bir ara feribotta karnını doyurdu o kadar.

Eski bir Rum evi olan çok güzel bir otelde kaldık. Tabi Bozcaada o kadar da sakin ve serin olmasa daha iyi olurdu :) . İlk gün baya bir hayal kırıklığına uğradık ama diğer günler hava ısındı neyse ki. Tabi bizim kuzucuk ne plajda rahat verdi, ne bize doğru durust balık yedirdi. Balık konusunu burada hiç deşmeyelim, annenin kedi fobisinin de balık yemeğinin zehir olmasında etkisi büyük tabi. Sonuç olarak babanın rakı - balık keyfi yalan oldu :)... Arnavut kaldırımlı Bozcaada sokaklarında bebek arabası hayatımızı zorlaştırınca da kanguru hayat kurtardı. Tabi anne ve baba kuzucuğu kanguruyla kim taşıyacak konusunda didişti durdular. Kanguruyla gezmek hem bizim hem Ece'nin favorisi. En sonunda dönüşümlü taşımaya karar verdiler. Kanguruyla gezdiğimiz sürece problem yok ama biryere oturup birşeyler yiyelim, içelim deyince kıyamet koptu tabi. hep hareket istiyor bizimki, hiç durmak yok.




Zorlukları oldu ama iyi ki gitmişiz kafa dinledik, bize iyi geldi. Tabi daha önceden çok sosyetik bulduğum bakıcı ile tatile çıkma olayının çok da mantıklı bir hareket olduğunu anladım. En azından, şöyle adam gibi bir yemek yiyelim, ya da bir yüzelim gelelim diyorsan, kuzucuk uyurken onunla otel odasında takılacak birisi lazım gercekten.

Dönüş yolunda hiç bahsetmek istemiyorum, korkunçtu. Cumartesi akşamı köprü trafiğine takıldık, hem de gişelerden itibaren. Ece yolda 3 saat boyunca ağladı, arabanın camına taş geldi, cam çatladı. Bütün terslikler bizi buldu, sonuç olarak evim evim güzel evim... :)

13 Eylül 2010 Pazartesi

Eve geri donus

Yalovadaki neredeyse 2 ay süren saltanatımız sona erdi, evimize dönüyoruz artık. Ben hala doğum evraklarını şirkete göndermediğim için işe başlama tarihimi henüz tam olarak bilemiyorum ama, Ekim sonu gibi, diye tahmin ediyorum. Yani kaldı 1 ayımız :(. Kuzucuğu kendi evindeki düzenine, yatağına alıştırmak için artık evimize dönmemiz gerek.

Neyse ki bu sefer eşyamız daha az, artık işimize yaramayan ve küçülen eşyalarımızı Yalova'da bıraktık. Bu sefer yolculuktan da o kadar korkmuyoruz :). Meleğimin çılgın ağlama nöbetleri yok artık :)

Biraz da hüzünlüyüz tabi, cok alismistik :( . Süper anane de biz giderken gözyaşlarına hakim olamadı :(...

10 Eylül 2010 Cuma

Artık gülücük yapıyoruz...

Artık bilerek ve isteyerek gülücük yapıyoruz. Eskiden emdikten sonra uyuya kalınca kendi kendine gülüyordu, ona bayılıyorduk, şimdi onu güldürmeye çalışınca gülüyor, daha da tatlı oluyor kuzucuğumuz.

8 Eylül 2010 Çarşamba

Şapkalı kuzucuk

Ananesi kızıma şapka ördü. Çok yakıştı meleğime, ananesi sonra her rengini ördü :).
Kışlık versiyonlarını da dört gözle bekliyoruz.



Special design for Bir Ece Masalı by GeCe